TÜRKİYE'NİN SAYGIN BİR DEVLET OLARAK VARLIĞINI SÜRDÜREBİLMESİ, LAİKLİK İLKESİNİ KORUMAKLA MÜMKÜN OLABİLİR

1924 Anayasasında 5 Şubat 1937 tarihinde yapılan değişiklikle, laiklik ilkesine Cumhuriyet'in temel nitelikleri arasında yer verilmiştir.

Uygar dünyada iddia sahibi olmak isteyen çağdaş bir devletin olmazsa olmazı olan, din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılmasıyla, yurttaşların din ve vicdan özgürlüğünün teminat altına alınması sağlanmıştır.

Toplum ve bireyler, din ve vicdan özgürlüğünün sağlandığı, bilimsel eğitim ve bilimsel çalışmaların hiç bir engelle karşılaşmadığı bir hukuk düzeninde kendilerini geliştirebilir ve yarınlara güvenle bakabilirler.

Bilimi ve bilimsel gelişmeyi engelleyen Ortaçağ anlayışının hakim olduğu devlet düzeninde demokrasinin ve hukukun gelişmesi ve çağdaş standartlara kavuşması olanaksızdır.

Türkiye Cumhuriyeti'nin ulus devlet ve üniter yapı, çağdaş demokrasi eksenli kuruluş felsefesi, 5 Şubat 1937 tarihli düzenleme ile tamamlanmış olmaktadır.

Türkiye'nin, bölgesinde ve dünyada saygın, değer verilen, sözüne itibar edilen bir devlet ve toplum olarak varlığını sürdürebilmesinin, laiklik ilkesini bireysel ve toplumsal yaşamda titizlikle korumakla mümkün olabileceğinin bir kez daha altını çizmek istiyoruz.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

Türkiye Barolar Birliği Başkanlığı