Basın Açıklaması
Tarih: 5.12.2017| Okunma Sayısı: 851

TÜRK KADININA SEÇME ve SEÇİLME HAKKI VERİLMESİNİN

83.YILDÖNÜMÜ ve KADIN HAKLARI GÜNÜ

BASIN AÇIKLAMASI

Ülkemizde kadınların yönetime katılmaları yönündeki ilk adım 1930 yılında çıkarılan Belediye Kanunu ile kadınlara belediye seçimlerine katılma hakkının tanınmasıdır. 1933 yılında çıkarılan Köy Kanunu ile de kadınlara muhtar seçme ve köy heyetine seçilme hakkı tanınmıştır.

Kadınların yerel yönetimlerde yer almasının önü açıldıktan sonra 5 Aralık 1934’te Teşkilat-ı Esasiye Kanunu’nun yani Anayasanın 10. ve 11. maddeleri değiştirilerek kadınlara milletvekili seçme ve seçilme hakkı getirilmiş, akabinde yapılan 1 Mart 1935 genel seçimlerinde 18 kadın ilk kez meclise girmiştir. Böylece meclisin yüzde dördünü kadın milletvekilleri oluşturmuştur.

1934 tarihli yasa ile sadece kadınlara seçme ve seçilme hakkı verilmemiş, demokratik ülkeler seviyesinde, çağdaş bir ülke olmanın da bir adımı atılmıştır. Fransa ve İtalya’da 1946, İsviçre’de 1971 yılında ancak kadınlara milletvekili seçme ve seçilme hakkı tanındığı düşünülünce bu yasanın taşıdığı önem daha iyi anlaşılacaktır.

TÜİK ‘in 2016 verilerine göre nüfusumuzun %48,8’i kadınlardan oluşmaktadır. Ancak parlamento, yerel yönetimler, bürokrasi, üniversiteler ve meslek kuruluşlarındaki yönetici kadrolarda kadınlar nüfusla orantılı olarak temsil edilmemektedir. Ve maalesef kadın erkek cinsiyet eşitliği uygulamaları açısından ülkemiz dünyada son sıralarda yer almaktadır. Bu, düşündürücü ve üzücü bir durumdur.

2011 seçimlerinde 550 sandalyeli TBMM’ye seçilen kadın milletvekili sayısı 79'dur. Kadın parlamenter oranı yüzde 14’tür. 2015 seçimlerinde bu sayı 81’e yükselmiş, oran ise değişmemiştir. Bu sonuç ülkemizin kadınların siyasetteki yeri açısından olması gereken seviyeye gelemediğinin göstergesidir.

Toplumsal yaşamın her alanında büyük sorumluluklar yüklenen, gelecek kuşakları yetiştiren kadınlarımızın, sahip olduğu haklarının bilincine varmaları büyük önem arz etmektedir. Bu nedenle de kadınlar en iyi şekilde eğitim almalı, okula gönderilmeyen kız çocuğu kalmamalıdır. Kadınlarımız ekonomik ve sosyal yaşama katılmada, karar verme süreçlerinde daha etkin rol oynamalı, siyasal alanda daha yüksek oranlarda temsil edilmelidir. Bu yönde pozitif ayrımcılık yapılmalı, kadınların istihdama ve yönetime daha fazla katılmalarını sağlayacak politikalar üretilmelidir.

Anayasa ile teminat altına alınmış olan eşitlik ilkesi her alanda yaşama geçirilmelidir.

Gelecek nesilleri kadınlar yetiştirir. Yani, gelecek, kadınların elindedir. Bunun farkında olarak, kadının hayata ve yönetime katılması için ona erkeklerle eşit haklar tanınmasını sağlayan Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve çalışma arkadaşlarını şükranla anıyor, Cumhuriyet kazanımlarından ödün vermeden ülkemizin geleceğe taşınmasını umut ediyorum.

Saygılarımla.

                                                             Av. Mehtap KARABURÇAK TUZCU

                                                                KIRŞEHİR BAROSU BAŞKANI

28.03.2024
AV. ONUR ÇANTA
BARO BAŞKANI

BARO LEVHASI


© Web sitesi hizmeti Türkiye Barolar Birliği tarafından verilmektedir.